Filmlerde, dizilerde ahlaksız teklifleri çok izlemişizdir. İçten içe teklifi yapana kızar, hakaretler ederiz. Her ne kadar bir kurgu olduğunu biliyor olsak da yine toplum olarak kabul etmekte zorlanırız.
Bu ahlaksız teklifi alan bir yazarsa peki; o zaman ne düşünürüz, ne hissederiz. Üstelik pek de alışık olmadığımız bir durumdur; ya da duymadığımız.
Evet Ayşe Kulin’e yapılan ahlaksız tekliften bahsedeceğiz.
Biz demiyoruz, kendisi kitabında anlatıyor.
Belgeli yani, farazi değil…
Yazar olmak zordur, meşakkatlidir. Büyük heveslerle başladığınız yazarlıkta hayal kırıklığı da yaşayabiliyor insan çoğu zaman. İlk kitap heyecanı ve kitabı yayınlamak için yayıncı arayışına girmek; üstelik dosyanızın bir türlü kabul edilmemesi bir yazar için en zor süreçlerden biridir.
YAZARLIK SANCILI SÜRECİ
Ayşe Kulin de bu zorlu süreci yaşayanlardan. Hemen şunu belirtelim; çoğu yazar ilk kitabını yayınlamak için kapı kapı yayıncı gezdiği olmuştur. İlk kitabın basılmasıyla beraber adı yavaş yavaş edebiyat ortamlarında duyulmaya başlanır ve bir süre sonra da okurlar tarafından kabul görür. .
Türk edebiyatının usta yazarlarından olan, yazdığı kitaplar boyumuzu aşan, bol ödüller kazanan yazar Ayşe Kulin… 83 yaşında, yazmaya üretmeye devam ediyor. Kulin, yazdığı kitabı yayınlamak için yayıncı aradığı yıllarda başından geçen ahlaksız olayı “Hayal” adlı anı-yaşantı-roman türündeki kitabında anlatıyor.
Kulin kitabını şöyle anlatıyor;
YAZAR OLMANIN HAYALİ
“Yazar olmanın hayalini kurduğumda kaç yaşındaydım tam hatırlayamıyorum ama okul öncesinde, evdekilerden harfleri öğrenip yazarlığa özendiğime göre, altı yaş civarında olmalıydım. Neredeyse bir yarım asır bu hayalin peşinde koştum; yazar hanesine rastlatmak için çevirip durdum, feleğin çemberini. Elinizde tuttuğunuz Hayal’in satırları, beni, yazmaya tutkun bir genç kadından bir yazara evrilten birikimin, tesadüflerin, olayların dökümünü verirken, kahramanlarımın roman kişilerine dönüşme nedenlerini de anlatıyor; sizi kitaplarımın arka bahçelerinde bir gezintiye çıkarıyorum.”
Sayfa: 408
Adını bilmediğimiz yayıncı ve Ayşe Kulin arasında şu diyalog geçiyor.
Y: “Neden başka bir şey değil de yazar olmak istiyorsun?”
A.K: “Yazmayı çok seviyorum”
Y: “Yani, ünlü olmak istiyorsunuz”
A.K: “Yazar olmak istiyorum, ünlü değil.”
Y: “Sahi hiç mi teklif almadınız, tiyatrodan, beyazperdeden. İsterseniz yardımcı olabilirim.”
A.K. “Zahmet etmeyin öyle bir hevesim yok. Bazı teklifler aldım zamanında, ama kabul etmedim.”
Y: “Yaaa kimden”
A.K: “Haldun Dormen’den mesela. Bir de Sevmek Zamanı filminden başrol.”
Y: “Allah Allah! Niçin kabul etmediniz?
A.K: “Bakın yazdıklarımı görmek istemiyorsanız ben vaktinizi almayayım.”
Y: “Rica ederim öyle bir şey demedim ben. Bırakın dosyanızı bir göz atayım. Bu akşam 7 gibi Papirüs’te buluşuruz, birer kadeh bir şey içer, yazdıklarınız üzerinde konuşuruz.”
A.K : “Ben o saatte evimde, çocuklarımla ve kocamla sofrada oluyorum, o yüzden mümkün değil.
Y: “Buyurun alın dosyanızı o halde, burada kalmasın.”